|
Komplike olmayan hipertansif hastalarda nadiren semptomatik hipotansiyon görülür. Lisinopril alan hastalarda semptomatik hipotansiyon daha çok hacim azalması olan (diüretik tedavisi, diyette tuz kısıtlaması, diyaliz, diyare ve kusma gibi) hastalarda meydana gelmektedir. Renal yetmezliği olsun veya olmasın konjestif kalp yetmezliği hastalarında, semptomatik hipotansiyon gözlenmiştir. Bu tür hastalarda lisinopril tedavisi kontrol altında başlatılmalı ve hastalar lisinopril ve/veya diüretik dozu ayarlanana dek yakından izlenmelidir. Aynı durum aşırı kan basıncı düşüşünün miyokard enfarktüsüne veya serebrovasküler zararlara yol açabileceği, iskemik kalp veya serebrovasküler hastalığı olanlar için de geçerlidir. Konjestif kalp yetmezliği olan hastalarda ADE inhibitörleriyle tedavinin başlatılmasının ardından oluşan hipotansiyon, renal fonksiyonların daha fazla bozulmasına neden olabilir. Genellikle tersiner olan bu durumlarda, akut renal yetmezlik bildirilmiştir. Bilateral renal arter stenozu veya tek bir böbrekte arter stenozu olup, ADE inhibitörleriyle tedavi edilen bazı hastalarda, tedavinin bırakılmasıyla kan üresi ve serum kreatinini geri dönüşlü olarak yükselmiştir. Diüretiğin ve/veya lisinoprilin dozunun azaltılması veya kesilmesi gerekebilir. Lisinopril de dahil ADE inhibitörleriyle tedavi edilen hastalarda nadiren yüz, ekstremiteler, dudaklar, dil, glottis ve/veya larinkste anjiyonörotik ödem bildirilmiştir. Bu durumda lisinopril hemen kesilmeli ve semptomlar tamamen kayboluncaya kadar izlenmelidir. Laringeal ödem ile seyreden anjiyonörotik ödem fetal olabilir. Larinks, dil ve glottisin ödemi halinde solunum yolu obstrüksiyonu meydana geldiğinde adrenalin 1/1000'lik çözeltisinden 0.3-0.5 ml uygulamak uygun bir tedavidir. Lisinopril kullanımıyla beraber görülen öksürük, karakteristik olarak artmayan, sürekliliği olan ve tedavinin kesilmesiyle ortadan kalkan tiptedir. Majör cerrahi operasyona giren veya anestezi için hipotansiyona neden olan ajanlar alan hastalarda, lisinopril kompanzatuvar renin salınımına sekonder olarak, anjiyotensin II oluşumunu durdurabilir. Hipotansiyon oluşursa ve mekanizmayla oluştuğuna karar verilirse, bu durum hacim artırımıyla düzeltilebilir. Gebelikte lisinopril ile yapılmış uygun ve iyi kontrollü çalışmalar yoktur. Ancak, ADE inhibitörlerinin gebelik sırasında fötal ve neonatal morbidite ve mortaliteye neden olabileceğini gösteren veriler vardır. Zorunlu olmadıkça lisinoprilin gebelikte kullanılması önerilmez. Kullanılacaksa, fetusa muhtemel riskleri göz önüne alınmalıdır. İlk trimester dışında lisinoprilin fötusu istenmeyen şekilde etkileyip etkilemeyeceği kesin olarak bilinmemektedir. Gebeliğin ileri dönemlerinde lisinopril kullanıldığında fötal hipotansiyon, renal yetmezlik ve oligohidramniyoz oluştuğu bildirilmiştir. Muhtemelen renal fonksiyonlarda bir azalma olduğunu gösteren maternal oligohidramniyöz, uzuv kısalmaları ve kraniofasial deformasyonlar ile sonuçlanabilir. Oligohidramniyoz gözlenirse, anne için hayat kurtarıcı olarak düşünülmemesi halinde lisinopril kullanımına son verilmelidir. İnsan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Emziren anneye ancak gerekli görüldüğünde dikkatle verilmelidir. Çocuklarda güvenilirliği ve etkinliği bilinmemektedir.
ACERİLİN (Tablet) Kontrendikasyonları
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder