12 Ağustos 2009 Çarşamba

AGENERASE Kapsül

Etken Madde(ler):

Amprenavir 150 mg

Piyasa Şekilleri:

240 kapsül içeren polietilen şişelerde.

Kullanım Şekli:

Agenerase oral yoldan uygulanır ve yemeklerle birlikte veya aç olarak alınabilir. Agenerase'ın yutma zorluğu olan erişkin ve çocuklar için oral solüsyon formu da bulunmaktadır. Oral solüsyonla alınan amprenavir'in biyoyararlanımı kapsül formundakine göre %14 daha azdır. Bundan dolayı kapsül ve solüsyon formları arasında birebir doz ayarlanması mümkün değildir. Erişkinler ve adolesanlar (13 yaş üzeri) (Vücut ağırlığı 50kg'dan fazla olan): Agenerase'ın önerilen dozu diğer antiretroviral ajanlarla kombine olarak günde iki kere 1200 mg'dır. Çocuklar (4-12 yaş) (vücut ağırlığı 50kg'dan az olan): Agenerase kapsül'ün önerilen dozu diğer antiretroviral ajanlarla kombine olarak, günlük maksimum 2400 mg'ı aşmamak üzere günde iki kere 20 mg/kg veya günde üç kere 15 mg/kg'dır. Agenerase'ın 4 yaşın altındaki çocuklarda güvenilirliği ve etkinliği henüz kanıtlanmamıştır . Amprenavirin farmakokinetik özellikleri ile ilgili olarak 65 yaşın üzerindeki hastalarda çalışma yapılmamıştır. Agenerase, hepatik bozukluğu bulunan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Agenerase dozu, orta derecede hepatik bozukluğu bulunan hastalarda günde iki kere 450 mg, ağır hepatik bozukluğu olan hastalarda ise günde iki kere 300 mg dozuna düşürülmelidir.

Endikasyonları:

İnsan İmmun Yetersizlik Virüsü (HIV) ile enfekte hastaların tedavisinde diğer antiretroviral ajanlar ile kombinasyon halinde kullanılmak üzere endikedir.

Kontrendikasyonları:

Amprenavir veya içerdiği herhangi bir maddeye karşı bilinen hipersensitivitede kontrendikedir. Ciddi ve/veya yaşamı tehdit eden kardiyak aritmi olasılığından dolayı terfenadin ile birlikte uygulanmamalıdır. Astemizol ve sisaprit ile de benzer etkileşimler söz konusu olduğundan, bu ilaçlar da birlikte uygulanmamalıdır. Rifampisin ile birlikte uygulanmamalıdır. Rifampisin amprenavirin plazma AUC değerini yaklaşık %82 oranında düşürür.

Uyarılar:

Amprenavirin başlıca metabolizma ve atılım yolu karaciğerdir. Hepatik bozukluğu bulunan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Dozu, orta derecede hepatik bozukluğu bulunan hastalarda ve ağır hepatik bozukluğu olan hastalarda düşürülmelidir. Amprenavir ile metabolik etkileşim potansiyeline sahip olduklarından dolayı hormonal kontraseptiflerin etkinlikleri azalabilir. Bu yüzden çocuk doğurma yaşında olan kadınlar için hormonların yanısıra güvenilir, bariyerli doğum kontrol yöntemleri önerilir. 4 yaşın altındaki çocuklarda güvenilirliği ve etkinliği henüz kanıtlanmamıştır. Proteaz inhibitörleri ile tedavi edilen A ve B tipi hemofili hastalarında spontan deri hematomları ve hemartrozlar da dahil olmak üzere kanama artışı bildirilmiştir. Bazı hastalarda dışarıdan faktör VIII verilmiştir. Bildirilen vakaların yarısından fazlasında proteaz inhibitörü tedavisine devam edilmiş ya da tedavi kesilmiş ise bile yeniden başlanmıştır. Hemofilik hastalarda kanama artışı olasılığına karşı uyarılmalıdırlar. Hastalar, tedavilerin HIV'ı tamamen ortadan kaldırmadığı ve tekrar fırsatçı enfeksiyonlar veya HIV'ın diğer komplikasyonlarının gelişmesinin mümkün olabildiği hakkında bilgilendirilmelidir. Mevcut antiretroviral tedavilerin, HIV'ın cinsel ilişki veya kan kontaminasyonu ile başkalarına bulaşmasını önledikleri kanıtlanmamıştır. Gebelik kategorisi C'dir. Gebelikte kullanımının güvenilirliği doğrulanmamıştır. Potansiyel yararı fetusa vereceği potansiyel zarardan daha fazla olduğu taktirde gebelikte kullanılmalıdır. Amprenavirin insanlarda anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Tedavi edilen annelerin bebeklerini emzirmemeleri önerilir. Bunun yanısıra uzmanlar tarafından mümkünse HIV enfeksiyonu bulunan kadınların, HIV'ın bulaşmasını önlemek amacıyla bebeklerini emzirmemeleri önerilmektedir.

Yan Etkileri:

Klinik çalışmalara göre, gastrointestinal olaylar (bulantı, diyare, şişkinlik ve kusma) en sık bildirilen istenmeyen etkilerdir. Bunların yanısıra oral/perioral parestezi, döküntü, baş ağrısı ve yorgunluk da tedavi ile ilişkili olarak bildirilmiştir. Döküntü genellikle tedavinin ikinci haftası boyunca ortaya çıkar ve tedavinin kesilmesine gerek kalmaksızın iki hafta içinde kendiliğinden kaybolur. Bununla birlikte döküntüler şiddetli de olabilirler, nitekim nadir olarak birkaç vakada Stevens Johnson sendromu bildirilmiştir. Hastaların sadece %3'ünde döküntülere bağlı olarak amprenavir tedavisi kesilmiştir. Seyrek olarak laboratuvar anormallikleri görülür. Genel olarak klinik açıdan anlamlı, en sık rastlanan laboratuvar anormallikleri yüksek transaminaz ve trigliserid seviyeleridir.

İlaç Etkileşimleri:

Amprenavir öncelikli olarak karaciğerde sitokrom P450 CYP3A4 enzimi tarafından metabolize edilir. Bu yüzden aynı metabolik yolu paylaşan veya CYP3A4 aktivitesini değiştiren ilaçlar amprenavirin farmakokinetiğini etkileyebilirler. Aynı şekilde amprenavir de aynı metabolik yolu kullanan diğer ilaçların farmakokinetiğini değiştirebilir. Terfenadin, sisaprit veya astemizol kontrendikedir. Birlikte uygulanmaları bu ürünlerin metabolizmasının yarışmalı inhibisyonuna yol açabilir ve yaşamı tehdit eden ciddi kardiyak aritmilere neden olabilir. Her ne kadar spesifik çalışmalar yapılmamış olsa da, uzun süreli sedasyon potansiyelinden dolayı CYP3A3 tarafından metabolize edilen güçlü sedatifler (örneğin, triazolam, midazolam) ile birlikte uygulamadan kaçınılmalıdır. Ergot türevleri ile birlikte uygulanmamalıdır. Amprenavirin, bağlanma bölgesinden kopmaya bağlı, klinik olarak anlamlı ilaç-ilaç etkileşimlerine girme potansiyeli düşüktür. Temel olarak alfa 1 asit glikoproteine bağlanır ve bu proteinle bağlanma yerinden kopma biçimindeki etkileşimine nadiren rastlanır. Zidovudin, lamivudin, abakavir, indinavir, sakinavir veya nelfinavir ile birlikte kullanıldığı zaman, hiçbir dozaj ayarlamasının yapılmasına gerek yoktur. ikili proteaz inhibitörleri kombinasyonlarında olduğu gibi farmakokinetik değişiklikler gözlendiğinde, antiviral etkinliğin devam ettiği klinik çalışmalarda gösterilmiştir. Rifampisin, amprenavirin plazma konsantrasyonunu yaklaşık %80 oranında düşürür. Amprenavirin rifabutin ile birlikte uygulanması, rifabutinin plazma AUC değerinde %200 oranında bir artışa ve rifabutin ile ilişkili advers olayların çoğalmasına yol açar. Eğer klinik olarak birlikte uygulanması gerekiyorsa rifabutin dozajının, önerilen dozajın en az yarısı kadar azaltılması gerekir. Dapson ve eritromisinin plazma konsantrasyonları amprenavir tarafından arttırılabilir. Ayrıca eritromisin de amprenavirin serum konsantrasyonlarını arttırabilir. İtrakonazolün plazma konsantrasyonları amprenavir tarafından artırılabilir. İtrakonazol de amprenavirin serum konsantrasyonlarını arttırabilir. Alprazolam, klorazepat, diazepam ve flurazepamın serum konsantrasyonları amprenavir tarafından arttırılabilir ve dolayısıyla aktiviteleri yükselebilir. Diltiazem, nikardipin, nifedipin ve nimodipinin serum konsantrasyonları ve dolayısıyla aktiviteleri ve toksisiteleri amprenavir tarafından arttırılabilir. Atorvastatin, fluvastatin, lovastatin, pravastatin ve simvatatinin serum konsantrasyonları amprenavir tarafından arttırılabilir ve dolayısıyla aktiviteleri veya toksisiteleri yükselebilir. Efavirenz ve nevirapin, amprenavirin serum konsantrasyonlarını düşürebilir. Delavirdin amprenavirin serum konsantrasyonlarını arttırabilir. Östrojenler, progestojenler ve bazı glukokortikoidler amprenavir ile etkileşime girebilirler fakat bu etkileşimin yapısını ortaya koyacak yeterli bilgi yoktur. Amprenavir ile metabolik etkileşim potansiyeline sahip olduklarından dolayı hormonal kontraseptiflerin etkinlikleri azalabilir. Hypericum perforatum'un (St John's Wort) amprenavirle birlikte uygulanması amprenavirin serum seviyelerini düşürmektedir. Plazma konsantrasyonları amprenavir tarafından arttırılan başka ajanlarda vardır, bunlardan bazıları şunlardır: klozapin, karbamazepin, simetidin, loratadin, pimozid ve varfarin. Simetidin ve ritonavir, amprenavirin plazma konsantrasyonlarını arttırabilir. Antasitler (ve antasit içeriğinden dolayı didanozin) üzerine spesifik bir çalışma yapılmamıştır. Diğer proteaz inhibitörlerinden elde edilen verilere dayanılarak, absorbsiyonun engellenmesi olasılığından dolayı antasitlerin aynı anda verilmemesi gerektiği söylenebilir. İki uygulama arasında en az bir saatlik ara olması önerilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder